

ASKLEPÄ°EÄ°ON
Kutsal bir alan,sağlık merkezi..

Kutsal Alanın Kuruluş
Hikayesi
Arkhias isimli yöre zengini Pindados(Madra)'da avlanırken bir domuz tarafından yaralanır. Tedavi için Epidauros'a gider ve orada şifa bulur. Dönemin en önemli sağlık merkezlerinde n biridir ve Arkihias buradan esinlenerek Bergama’da benzerini kurar. Yanında Asklepiad yani Hekimler getirir.
​
​
​
600 yıl boyunca parlak bir merkez olarak varlığını sürdürdü. Ölüm olmadı. Sebebi kötülerin içeri alınmaması, kötü olanların ise dışarı çıkartılmasıydı.

16 farklı evre bulunmaktadır. İlk buluntular M.Ö. 3. yy'a dayanır.
​
Kutsal alanın çekirdek denen kaya sırtından başladığı söylenir. Havuz'un arka tarafındaki ilk Asklepios tapınağı inşa edilmiştir. Bu tapınağın yakınındaki 3 su kaynağı ile kutsal alan doğal bir şekilde oluşmuştur. Bu tapınak Philetairos zamanında yapılan Demeter tapınağı ile benzerlikler göstermekte olduğundan İon değil Aiol tarzdaki yaprak dizisi başlıklarla süslenmiştir.
İki tapınak ve bir sunak inşa edilmiştir. Bu tapınaklardan günümüze çok az miktarda kalıntı gelmiştir.
​
Aelius Aristides’in yazılarında Asklepios soter, Telesphoros, hygeia ve Apollon için yapılan tapınaklardan bahsetmektedir. Ayrıca asklepios soter tapınağının yüzeyinden çıkan kutsal bir sudan bahsetmektedir.
Asklepios Kimdir?
Teselya kralının kızı Koronis’i Apollon gebe bırakır fakat sonra Koronos’in bir yabancı ile daha ilişkiye girer. Bu haberi Apollon’a bir karga getirir.
Karga o güne kadar beyazdır fakat kötü haberi alan Apollon kargayı karaya çevirir.
Koronisi ise ateşe atar. Fakat buna üzülen Apollon çocuk Asklepios’ u karnından aldı(ilk sezeryan olarak bilinir) ve bakıp büyütsün diye at adam Kheiron’ teslim etti.
Kherion doğada yaşadığı için her otu tanır ve neye iyi geldiğini bilirdi. Bunların hepsini Asklepios a da öğretti.
​
Asklepios böyelelikle sağlık tanrısı olarak bilinmeye başlandı.
Asklepieionlarda ölüm de doğum da yasaktır.
Ayrıca burada gizlenme ve korunma hakkınız vardır.
​
Su; tanrının yardımıcısıydı, kutsaldı.
Güneş; güneşte gezmek, güneş banyosu yapmak tanrıya ululamaktı.
​
İlk çağda Akdeniz çevresinde 200 e yakın Asklepieion olduğu düşünülmektedir.
En önemlileri Kos, Epidauros ve Pergamondakilerdir.
​
​
​
Kutsal Alanın Keşfi
Kutsal alanın keşfi; 1927 baharında arkeolog Theodor Wiegand ve Aziz Ogan Ayvazali denilen bahçelerde gezinirken çalılığın ardında bir koyun çıkar. Bir koyun, bir koyun daha derken koca bir sürü çıkar en sondan da bir çoban; sorular sonrasında çoban öğle sıcağında sürüsünü oraya indirdiğini anlatır. Gösterdiği yer yuvarlak tedavi merkezidir.
​
1928-69 yılları arasında Theodor Wiegand tarafından kazılar başlamıştır. Kazılarda çok sayıda yazıt ele geçirilmiştir. Helenistik döneme dair kalıntılar olsa bile genel olarak Hadrian dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.

Bir diğer iddaa ise rafların bu dübellere asılı olmasıydı. Ve bir katalog alanı oluşuyordu. Diğer odalar ise kitaplara ev sahipliği yapıyordu. Bu dübellerde bir başka fikir ile savaş ganimeti silahların sergilenmesiydi.
Çok zor olmakla birlikte diğer bir iddaa ise Kütüphane’nin Gymnasion’da olduğudur ki bu oldukça asılsız bir iddaadır.
Bu odalarda 4.5 metre yüksekliğinde bile raflar olsa sözü edilen rakamın yalnızca 10 da 1 i bu odalara sığabileceği saptanmıştır.
Bu 5 odanın 4 ünden kuzey galerinin üst katınca çıkılabiliyordu. En batıdaki oda ise avlu seviyesinde olduğundan bu odaya güneydeki dar bir avludan giriliyordu. Buraya ve Athena kutsal alanı ile Traianeum arasındaki yapılara ulaşmak için kuzey galerinin batı ucundaki bir geçidi boydan boya yürümek gerekiyordu.
Odalar andezit duvarlara sahip idi.
Kuzey galerinin üst katında bulunan perdeli kısımda belki de kitaplar sergileniyordu. Buranın tabanının mozaik olduğu da düşünmektedir.
Galen(Galenos)
Kimdir?
MS sonra 131 de Bergama’da doğdu. 28 yaşında gladyatörlerin başkemi, 32 yaşında ise İmparatorları tedavi etti ve Aurelius’un saray hekimi oldu. Aurelius ona bir madalyon verdi. Madalyonda; imparatorların imparatorundan hekimlerin imparatoruna. MS sonra 210 da öldü.500 e yakın kitabı vardır.
​
Bitkisel kökenli ilaçlara ve bu ilaçlarla yapılan tedaviye Galenik denir.
​
Tıbbın babası Hipokrat; denemeye dayalı tedavi uygular (MÖ 460)
Eczacılığın babası Galen ise ; tanıya dayalı tedavi uygular (MS 131)
​
Galenin ölümsüzlük otu hikayesi, Galen Çukurova topraklarında gezinir şifalı otlar ararken birden bir ses duyar. O ses ona; ben ölümsüzlüğün ilacıyım der. Bu ses hiç bilmediği bir ottan gelir. Otu koparıp defterinin arasına koyar. Tam Seyhan(İsis) nehrinden geçerken ota bakayım derken ot uçar nehire düşer. ‘ Her derde çare bulunur, ölüme asla!’
​
Yılan; verilen ilaçlar iyileştirecek olsa bile dikkat edilmelidir.
Tas; ilaçları sunmak için gümüş kap.
Ağsa; ne kadar yorgun olsalar bile ağsalara dayanarak hastalara yardım etmelidirler.

Halkın değimiyle Viran Kapı yani kutsal alana giriş kapısı alınlığında çok iddialı bir yazı ile misafirleri karşılardı.
'Buraya ölüm giremez!'

Athena Kutsal Alanı
Viran Kapı
Via Tecta
(Kutsal Yol)
Üstü kemerli 1 km uzunlukta bir yoldu. Hadrianus döneminde genişletme çalışmalarıyla birlikte son kısma sütunlu yol eklenmişti. Aradaki bağlantı kapı binası ile sağlanmaktaydı.
​
Taşıt yolu Via tecta ya paralel olarak yolun güney kısmındaydı. Sonraları bu yola dükkanlar eklenmiştir. Bu dükkanlarda kutsal heykelcik ticareti yapılmaktaydı.
​
Bütün girişler ve çıkışlar bu yol ile sağlanmaktaydı. Çünkü; giren misafirler çıkanları görsün ve iyileşeceklerine inansınlar istenmiştir. Bakın misafir diyorum hasta demiyorum. Bunun tek bir sebebi vardır psikolojik etken çok öndedir o yüzden hasta değil misafir denirmiş.

Propylon
Şenlik alanına açılan üç kapısı vardı. Claudius charax tarafından inşa edilmiştir.
Proplylon yakınında bulunan Nike figürünün İmp döneminin hangi yapısına ait olduğu asla bulunamamış fakat Bergama müzesinin sembollerinden biri haline gelmiştir.

Soylu bir kadın olan Melitine tarafından yapılmıştır. Kütüphane içinde Hadrianus’a adanmış bir kaide bulunmuştur. Kütüphanede iki kapı bulunmaktaydı. Biri kuzey galeriye diğeri şenlik alanına açılmaktaydı. 16.5-18.5 genişliğindeydi. Tabandan 1.75 m yükseklikte 65 cm derinlikte raflar, üst kısımda ise 1.40 metre uzunluğunda pencereler bulunmaktaydı. Üç duvarı dolaşan ahşap bir podyum ile kitaplara ulaşmak mümkün idi. Salon duvarlar ve yerleri renkli mermerlerle kaplıydı. Düz, ahşap bir tavanı vardı.
Kütüphane

gALERÄ°LER
İonik stildeydi. Güney galerisi eğimden dolayı tonzlu bir galerili bodruma sahipti. Kuzey galerinin doğu kısmındaki 10 adet sütun kaideler üstünde durmakta ve kompozit başlıklara sahiplerdir. Bunu sebebi MS 178 deki deprem sonrası yenilenmeleri olarak düşünülmektedir.
Batı galeride bulunan merdiven ile Helenistik dönem dorik galeriye ulaşılmaktadır.
​
​

TUVALETLER
Güneybatı köşede tuvaletler vardı. Büyük olan erkekler için 40 küçük olan kadınlar için 17 kişilikti. Erkekler tuvaletinde korint düzeninde 4 sütun vardır. Bulunan başlıklar müzededir.


TÃœNEL
Bir çeşit kryptoporticus olan bu tünel misafirleri havanın olumsuz etkisinden koruyordu. Fakat en önemlisi bu tünelden geçerken duydukları ses ve hissettikleri.
​
Bunu hissetmek için sizleri Bergama'ya bekliyorum..
​yuvarlak tedavi binasi
Artan talep sonucu bilinmeyen bir bağışçı tarafından yapılmıştır.
İki katlı olan yuvarlak alanın alt katının görevi üst katın şölen alanıyla aşağı yukarı aynı yükseklikte olmasıydı. Alt yapı üst yapının 1/5 idi.
Üst yapı ise hemen hemen Zeus-Asklepios tapınağı yüksekliğindeydi. 27 m iç çapı bulunmaktadır. Her iki tarafta simetrik biçimde yarım daireyi aşan apsisler bulunmaktaydı. Kubbe yüksekliğinde çapı gibi 27 metredir.
​
Yuvarlak yapı ve absisleri mermer ile kaplıydı. Yerlerinde öyle olduğunu düşünebiliriz. Tavan tonozları mozaik kaplıydı. Yuvarlak yapının tam ortasında su kurnası bulunmaktaydı. Kuzeydoğu karanlık iken güney batı kısmı pencereler ile aydınlatılıyordu. Binanın çekirdeği daire biçimde olup 18 metredir ve halka tonozlarla örtülüdür.
​
Ziyaretçiler yuvarlak yapının alt katına 70 metre uzunluğundaki tonozla örtülü yapıdan ulaşmaktaydı. Bu yapının inşası yuvarlak yapıdan daha sonra işaret etmektedir.
​
Tünel ve yuvarlak yapının birleştiği yerin düzensiz olma sebebi farklı dönemlerde yapılmasıdır.
​
Yuvarlak yapının alt kısımdaki güneybatı ucu güneşlenme terasıdır. Yapı içerisinde ve dışında havuzlar bulunmaktaydı.


Zeus-Asklepios
Tapınağı
​Lucius rafinus,Romadaki Pantheon’a yani tüm tanrıların tapınağına mimari,dini kült gibi bakımlardan örnek alınmıştı. Bu yapının iç çapı 24 metredir. Çatı ortasında Pantheondaki gibi yuvarlak pencere bulunmaktadır. Giriş karşısında Zeus asklepios a adanmış kült nişi bulunmuştur. Hem taban hem duvarlar renkli mermerlerle kaplıdır. Girişinde 4 tane korint düzeninde sütun ve alınlık çatısı olan sütunlu bir ön yapı vardı.